Mükemmel Olma İsteğimiz Bizi Nasıl Durduruyor?
Masanızın üzerinde sizi bekleyen o önemli rapor. Bitirmeniz gereken o tez. Öğrenmek istediğiniz o enstrüman.
Zihninizde, o işin olması gereken mükemmel halini görüyorsunuz. Her detayı yerli yerinde, kusursuz, alkışlanacak bir sonuç. Peki, eliniz gidiyor mu? Çoğu zaman hayır.
İşte bu, psikolojideki en ironik ve en yorucu tuzaklardan biridir: Bir şeyi mükemmel yapma arzusu, o şeyi yapmamıza tamamen engel olur.
Buna "mükemmeliyetçilik kaynaklı erteleme" diyoruz.
Bu Tembellik Değil, Bu Bir Kilitlenme Hali
Öncelikle şu konuda netleşelim: Eğer bu durumu yaşıyorsanız, siz tembel değilsiniz.
Tam tersine, standartlarınız o kadar yüksek ki, o standartlara ulaşamama fikri size dayanılmaz geliyor. İşin kendisinden değil, hata yapma ihtimalinden, yeterince iyi olamama korkusundan kaçıyorsunuz.
Terapi odasında, bu durumu "paralize olmuş potansiyel" olarak adlandırdığım danışanlarla sıkça karşılaşırım. Fikirleri harikadır, yetenekleri yüksektir ama harekete geçemezler. Neden?
Çünkü içlerindeki o "Mükemmeliyetçi" ses, "Ya hep ya hiç" der.
"Eğer yazacağım en iyi makale olmayacaksa, hiç yazmayayım."
"Eğer sunumum kusursuz olmayacaksa, hazırlanmayı son güne bırakayım ki, başarısız olursam suçlu 'zaman' olsun, 'ben' değil."
"Eğer o diyete harfiyen uyamayacaksam, başlamanın anlamı yok."
Tanıdık geliyor mu?
Erteleme burada bir kalkan görevi görür. O işe başlamayarak, o işteki "mükemmel" potansiyelimizi korumuş oluruz. Başlarsak ve sonuç "mükemmel" olmazsa, yetersiz olduğumuz gerçeğiyle (daha doğrusu inancıyla) yüzleşmek zorunda kalırız. Ertelemek, bu acı verici yüzleşmeyi geciktirmenin bir yoludur.
Döngüyü Kırmak: "Mükemmel" Değil, “Tamamlanmış”
Peki, bu kendi kurduğumuz yüksek standartlar hapishanesinden nasıl çıkarız? Bu bir standartları düşürme çağrısı değil; bu, standartları gerçekçi kılma çağrısıdır.
1. "Yeterince İyi" ile Barışın (Kötü İlk Taslak Gücü) Harika bir iş çıkarmanın önündeki en büyük engel, "harika" olmak zorunda olmaktır. Kendinize "kötü bir ilk taslak" (shitty first draft) çıkarma izni verin. Amaç, ilk seferde muhteşem bir şey yapmak değil, bir şey yapmaktır. Unutmayın: Bitmiş, "yeterince iyi" bir iş, hiç başlamamış "mükemmel" bir hayalden her zaman daha değerlidir. Düzenlemek, boş bir sayfadan her zaman daha kolaydır.
2. 5 Dakika Kuralı O büyük, korkutucu görev (biz ona "dağ" diyelim) sizi kilitliyorsa, kendinizle küçük bir anlaşma yapın: "Sadece 5 dakika yapacağım." Sadece 5 dakika o tezin başına otur. Sadece 5 dakika o odayı topla. Sadece 5 dakika piyanonun başına geç. Genellikle en zor olan kısım başlamaktır. 5 dakika sonra, o eylemsizlik halini (ataleti) kırdığınız için devam etme olasılığınız çok daha yüksektir. Devam etmeseniz bile, en azından 5 dakika yapmış olursunuz. Bu, "sıfır"dan büyüktür.
3. Sürece Odaklanın, Sonuca Değil Mükemmeliyetçilik, tüm odağı "sonuç" üzerine kilitler. Oysa hayat, "süreç"tir. Dikkatinizi sonuçtan (o mükemmel rapor) sürece (bugün o rapor için 30 dakika çalışmak) kaydırın. Başarınızı, işi bitirip bitirmemekle değil, o iş için masaya oturup oturmamakla ölçün. Bugünün hedefi raporu bitirmek değil, rapor için çaba göstermek olmalı.
4. Kendinize Şefkat Gösterin (İç Eleştirmeni Susturmak) Ertelediğiniz için kendinize kızdığınızda, döngüyü daha da güçlendirirsiniz ("Gördün mü, yine yapamadın, sen zaten böylesin..."). Bu, utanç yaratır ve utanç, motivasyonun düşmanıdır. Bunun yerine, kendinize bir dostunuzun size yaklaşacağı gibi yaklaşın: “Zorlandığını görüyorum. Bu işin senin için ne kadar önemli olduğunu ve iyi olmasını istediğini biliyorum. Bu yüzden korkuyorsun. Hadi, sadece küçük bir adım atalım.”
Kapanış Düşünceleri
Mükemmellik, bir varış noktası değil, çoğu zaman bir yanılsamadır. Harekete geçmek ise gerçektir.
O "mükemmel" anın gelmesini beklemeyi bırakın. O an gelmeyecek. An, sizin harekete geçmenizle şu an olur.
Hata yapmanıza, "yeterince iyi" olmanıza ve en önemlisi başlamanıza izin verin.
Şefkatle ve cesaretle kalın,
Klinik Psikolog Umut Kılıç