Kendini Feda Edenlerin Gizli Beklentileri Olabilir Mi?
Klinik pratiğimde, "tükenmişlik" (burnout) tanısıyla gelen pek çok danışanımın hikayesinin altından benzer bir kalıp çıkar: Başkalarının ihtiyaçlarına o kadar odaklanmışlardır ki, kendi ihtiyaçlarını duymayı unutmuşlardır. Onlar, çevreleri tarafından "harika bir dost", "düşünceli bir eş", "iş yerinin bel kemiği" veya "ailesinin fedakâr evladı" olarak tanınırlar. Herkese "evet" der, her yüke omuz verirler.
Ancak terapi odasında, bu "verme" eyleminin arkasında derin bir yorgunluk, kırgınlık ve "anlaşılmama" hissi yattığını görürüz.
Toplumumuz fedakârlığı bir erdem olarak yüceltir. Oysa Şema Terapi perspektifinden baktığımızda, sağlıklı bir "verme" eylemi ile kökleri çocukluğa dayanan zorlantılı bir "kendini feda etme" arasında büyük bir fark vardır.
Ve bu zorlantılı fedakârlığın her zaman bir "gizli beklentisi" bulunur.
Fedakârlık mı, Teslim Olmak mı? (Fedakârlık Şeması)
"Kendini feda etme" davranışının merkezinde genellikle Fedakârlık Şeması (Self-Sacrifice Schema) yatar. Bu şemaya sahip kişiler, başkalarının ihtiyaçlarını gönüllü olarak kendi ihtiyaçlarının önüne koyarlar. Buradaki kilit kelime "gönüllü" gibi görünse de, aslında durum pek öyle değildir.
Bu şema, genellikle şu iki nedenle gelişir:
Başkalarının acılarına karşı aşırı duyarlıdırlar (empati yetenekleri çok yüksektir).
"Hayır" derlerse veya kendi ihtiyaçlarını önceliklendirirlerse, yoğun bir suçluluk hissedeceklerine inanırlar.
Bu kişiler, çocukluklarında, ebeveynlerinin (belki depresif, hasta veya narsistik bir ebeveynin) ihtiyaçlarını karşılamak zorunda kalarak "sevgi" veya "onay" kazanmış olabilirler. Sevgi onlara koşullu olarak sunulmuştur: "Eğer benim ihtiyaçlarımı karşılarsan, 'iyi' bir çocuk olursun ve sevilirsin."
Bu çocuk, yetişkin olduğunda da sevgiyi, onayı ve değeri "satın alması" gerektiğine inanmaya devam eder. Para birimi ise kendi ihtiyaçlarından vazgeçmektir.
O Gizli Anlaşma: Ben Veriyorum, Peki Karşılığında Ne İstiyorum?
Kendini feda eden kişi, bilinçli düzeyde "Karşılık beklemiyorum, içimden geldiği için yapıyorum" dese de, bilinçdışı düzeyde imzalanmış bir "gizli sözleşme" vardır. Bu sözleşme tek taraflıdır ve karşı tarafın bundan haberi bile yoktur.
Bu gizli beklentiler karşılanmadığında ise, döngü başlar: Hayal kırıklığı, içerleme, öfke ve sonunda tükenmişlik.
İşte o gizli beklentilerden en yaygın olanları:
"Görülme" ve "Takdir Edilme" Beklentisi:
Gizli Düşünce: "Ne kadar çabaladığımı, senin için nelerden vazgeçtiğimi gör. Bana ne kadar 'iyi', 'vazgeçilmez' ve 'değerli' olduğumu söyle."
Neden Gizli?: Bu ihtiyacı açıkça dile getirmek, "fedakârlık" eyleminin kutsallığını bozar. Eğer takdir talep edilirse, bu bir "iyilik" olmaktan çıkar, "bencilce" bir eyleme dönüşür. Bu da kişinin Cezalandırıcı Ebeveyn Modu'nu tetikler.
"Terk Edilmeme" ve "Sevilme" Garantisi:
Gizli Düşünce: "Eğer senin için bu kadar vazgeçilmez olursam, beni asla terk edemezsin. Eğer tüm ihtiyaçlarını karşılarsam, beni sevmek zorunda kalırsın."
Neden Gizli?: Bu, genellikle altta yatan Terk Edilme veya Duygusal Yoksunluk şemalarının bir sonucudur. Fedakârlık, burada, kaygıyı yönetmek için kullanılan bir "güvenlik" davranışıdır. Kişi, sevgiyi "hak etmek" için sürekli ödeme yapar.
Karşılıklı Empati (Benim Yaptığımı Senin de Yapman):
Gizli Düşünce: "Ben senin ihtiyaçlarını sen dile getirmeden anlıyor ve karşılıyorsam (çünkü çocukken bunu öğrenmek zorundaydım), senin de benim ihtiyaçlarımı ben söylemeden anlaman ve karşılaman gerekir."
Neden Gizli?: Bu, en çok hayal kırıklığı yaratan beklentidir. Kişi, ihtiyaçlarını doğrudan ifade etmeyi "zayıflık" veya "yük olmak" olarak görür. İhtiyaçlarını ima yoluyla belli etmeye çalışır. Karşı taraf bu imaları anlamadığında ise "Kimse beni düşünmüyor" diyerek derin bir yalnızlığa gömülür.
Kontrol ve Suçluluktan Kurtulma Beklentisi:
Gizli Düşünce: "Eğer herkese 'evet' dersem, kimse benden şikâyet edemez. Kimse beni 'bencil' olmakla suçlayamaz."
Neden Gizli?: Buradaki temel motivasyon bir şey kazanmak değil, bir şeyden (suçluluktan) kaçmaktır. Fedakârlık, içteki o acımasız "Cezalandırıcı Ebeveyn" sesini susturmanın bir yoludur.
Döngü Nasıl Kırılır? Sağlıklı Yetişkin'e Yer Açmak
Eğer kendinizi sürekli verirken, karşılığını alamadığınız için içerlerken buluyorsanız, durup bakmanız gereken yer orasıdır.
Terapi sürecinde, bu döngüyü kırmak için öncelikle Sağlıklı Yetişkin modumuzu güçlendiririz.
- Farkındalık: "Bunu gerçekten istediğim için mi yapıyorum, yoksa 'zorunda' hissettiğim (suçluluk, korku) için mi?" sorusunu sorarız.
- İhtiyaçları Tanımlama: Kendi ihtiyaçlarımızı fark etmeyi ve bunların "bencilce" değil, "insani" olduğunu kabul etmeyi öğreniriz.
- Sınır Koyma: "Hayır" demenin, karşı tarafı reddetmek değil, kendi sınırlarımızı korumak olduğunu anlarız.
- Açık İletişim: Gizli beklentileri bırakıp, ihtiyaçlarımızı ve isteklerimizi açıkça, suçlamadan ifade etmeyi öğreniriz. ("Senin için bunu yaptım, sen de..." yerine, "Şu an yorgunum ve dinlenmeye ihtiyacım var.")
Unutmayın, sağlıklı fedakârlık bir seçimdir ve sizi tüketmez, besler. Zorlantılı fedakârlık ise bir şemadır ve sizi tüketir. Başkalarına "evet" derken, kendinize "hayır" demediğinizden emin olmanız gerekir.