07 Aralık 2025
weather
15°
İstanbul
00:00:00
Öğle vaktine kalan

İçinizdeki O Unutulmuş Ses: İçsel Çocuğunuzla Yeniden Bağ Kurmak

YAYINLAMA:

Hiç, yetişkin hayatınızın ortasında, beklenmedik bir anda, verdiğiniz aşırı bir tepkiye şaşırdığınız oldu mu?

Belki bir arkadaşınız planı iptal ettiğinde içinizde hissettiğiniz o orantısız hayal kırıklığı ve öfke. Veya bir otorite figüründen (mesela yöneticinizden) gelen en ufak bir eleştiri karşısında hissettiğiniz o derin utanç ve "yetersizlik" hissi.

Mantığınız size "Bu kadar tepki vermene gerek yok" derken, içinizdeki bir parçanız fırtınalar koparır.

İşte o fırtınayı koparan, mantıklı yetişkin zihniniz değil, içinizdeki o unutulmuş sestir: İçsel çocuğunuz.

İçsel Çocuk Tam Olarak Nedir?

"İçsel çocuk", kelimenin tam anlamıyla içimizde yaşayan küçük bir çocuk olduğu anlamına gelmez. Bu, psikolojide kullandığımız güçlü bir metafordur. Bizim çocukluk halimizi, o dönemdeki deneyimlerimizi, anılarımızı, duygularımızı (hem neşeyi, merakı, hayreti hem de korkuyu, üzüntüyü, yalnızlığı) ve en önemlisi karşılanmamış ihtiyaçlarımızı temsil eder.

Büyürken hepimiz "Artık büyü," "Ağlama," "Çocuk gibi davranma," "Mızmızlanma" gibi telkinler duyarız. Hayatta kalmak ve kabul görmek için duygularımızı bastırmayı, mantıklı olmayı ve "yetişkin" gibi davranmayı öğreniriz.

Peki, o bastırdığımız çocuksu parçaya ne olur?

Yok olmaz. Sadece içimizde bir yere kilitlenir. Ve biz yetişkin olduğumuzda, bugünkü olaylar geçmişteki o kilitli anıları tetiklediğinde, o çocuk birdenbire sahneye çıkar.

"Yaralı" Bir Çocuk, "Tetiklenen" Bir Yetişkin Yaratır

Bağlantının neden bu kadar önemli olduğunu anlamak için, o bağlantı koptuğunda ne olduğuna bakmalıyız.

Terapi odasında sıkça gördüğüm bir örüntü vardır: Mükemmeliyetçi Yetişkin. Bu kişi işinde inanılmaz başarılıdır, her detayı kontrol eder, asla hata kabul etmez ve sürekli bir tükenmişlik içindedir. Neden?

Çünkü içindeki çocuk, belki de ebeveynlerinden sevgi ve onayı sadece "başarılı" veya "uslu" olduğunda görmüştür. O çocuğun iç sesi şöyledir: "Eğer hata yaparsam, sevilmem. Değerli olmak için mükemmel olmak zorundayım."

Bugün, yetişkin bedendeki bu kişi, bir sunumda küçük bir hata yaptığında, 35 yaşındaki bir profesyonel gibi değil, 7 yaşında "yeterince iyi olamadığı için" paniğe kapılan o çocuk gibi hisseder. Günümüzdeki tükenmişliğin kökeni, geçmişteki o çocuğun duyulmamış korkusudur.

Aynı şekilde:

Terk edilmekten ölesiye korkan yetişkin, belki de çocukken duygusal olarak ihmal edilmiş bir içsel çocuğun yankısıdır.

"Hayır" diyemeyen, herkesi memnun etmeye çalışan (people-pleaser) yetişkin, "Sakin ve uyumlu olursam sevilirim" mesajını almış bir içsel çocuğun stratejisini sürdürüyordur.

Bağ Kurmak: Kendi Kendinizin Ebeveyni Olmak

İçsel çocukla bağ kurmak, geçmişi suçlamak veya değiştirmeye çalışmak değildir. Bu mümkün değil.

Bu, bugün, o çocuğun ihtiyaçlarını duymak ve o ihtiyaçları yetişkin halinizle sizin karşılamanız demektir. Biz buna "yeniden ebeveynlik" (re-parenting) diyoruz.

Bu, içinizdeki o korkmuş, üzgün veya öfkeli çocuğa dönüp, onun o zamanlar duymaya ihtiyaç duyduğu şeyleri söylemektir:

"Seni duyuyorum." "Korkmakta haklıydın, bu gerçekten zordu." "Hata yapman sevilebilir olmadığın anlamına gelmez." “Ben buradayım ve artık güvendesin. O günkü gibi çaresiz değiliz.”

O Bağı Nasıl Kuracaksınız? (Küçük Adımlar)

Bu bir gecede olmaz; bu bir keşif yolculuğudur.

1. Merakla Yaklaşın, Yargıyla Değil: Güçlü bir duygu (öfke, panik, utanç) hissettiğinizde, o duyguyu bastırmak yerine durun. Merak edin. "Bu duygu çok güçlü. Şu an içimdeki hangi parça konuşuyor? Kaç yaşımdayım gibi hissediyorum?"

2. Güvence Verin: O çocuğun korkusunu mantıkla çürütmeye çalışmayın ("Saçmalama, korkacak bir şey yok"). Onun yerine duygusunu onaylayın. Elinizi kalbinize koyun ve zihninizden ona şöyle deyin: "Korktuğunu biliyorum. Bu hissi anlıyorum. Ama artık ben (yetişkin haliniz) buradayım. Durum kontrolüm altında."

3. "Oyun" Oynamasına İzin Verin: İçsel çocuğun tek ihtiyacı güvenlik değildir; aynı zamanda neşe ve oyun ister. Bir yetişkin olarak ne zaman "çocuksu" bir keyif aldınız? Belki resim yapmak, belki müzikle dans etmek, belki de sadece bir salıncakta sallanmak. Mantıklı bir amacı olmayan, sadece "keyif" için yapılan aktivitelere izin verin.

4. Konuşun (veya Yazın): Biraz zaman ayırın. Gözlerinizi kapatıp o çocuğun karşınıza oturduğunu hayal edin. Ona neye ihtiyacı olduğunu sorun. Ya da bir kağıt alın; baskın olmayan elinizle (solaksanız sağ, sağlaksanız sol) onun ağzından size yazın. Çıkanlara şaşıracaksınız.

Kapanış Düşünceleri

İçsel çocuğunuzla bağ kurmak, "çocuklaşmak" veya olgunlaşmamış davranmak demek değildir.

Tam tersine, bu bütünleşmektir.

Bu, geçmişin yükünü bugüne taşımayı bırakıp, o çocuğun yaralarını şefkatle sarmak ve onun neşesini, yaratıcılığını ve hayret duygusunu yetişkin hayatınıza katmaktır. En eksiksiz, en "bütün" halimiz, mantıklı yetişkinimiz ile o çocuksu parçamız el ele yürüdüğünde ortaya çıkar.

O sesi duymak için kendinize izin verin.

Şefkatle ve sevgiyle kalın,

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *